Ağlı
Türkiye'nin batı Karadeniz Bölgesi'nde Kastamonu ili sınırları içindedir.
Karayolu ile Başkent Ankara'ya uzaklığı 300 Km, İl merkezine uzaklığı 50 km
dir. Ağlı İlçesi ormanlık bölgededir. Dağlar arasında bulunan dar bir vadide kurulmuştur.
Etrafı yüksek tepelerle çevrilidir. İlçe genelinde engebeli bir arazi yapısı
mevcuttur. Deniz seviyesinden yüksekliği 1100 m.dir. Ağlı; Azdavay, Pınarbaşı,
Şenpazar ve Cide ilçeleri yol güzergâhı üzerindedir. İlçenin doğusunda
Seydiler, batısında Azdavay, kuzeyinde Küre ve güneyinde Daday ilçeleri
bulunmaktadır.
Elimizde
kesin deliller olmamakla beraber, Ağlının tarihi İlk Çağın derinliklerine kadar
inmektedir. Bu devirlere ait buluntular çeşitli uygarlıkların bu topraklar
üzerinde gelip geçtiğini göstermektedir. Özellikle M.Ö. 1100- 700 yılları
arasında Kastamonu ve çevresinde Paflagonyalıların Egemenlik kurdukları
bilinmektedir. Paflagonyalılar Firiklerin bir kolu olup, bu bölgeye kendi
adlarını vermişlerdir. O devirden bu güne kadar gelen önemli eser Ağlı
Kalesidir.
Kastamonu
tarihi, Ağlı ve çevresinde Bizanslılar, Danişmentler, Çobanlar ve
Candaroğulları gibi kavimlerin hüküm sürdüğünü göstermektedir. Ağlı uzun süre
Bizans egemenliği altında kalmıştır. O devirden bu güne kadar gelen önemli eser
Ağlı Kalesidir. Bölge 1106 yılında Danişmendlerin eline geçmiştir. 1292 Yılına
kadar süren bu durum İsmail Beyin Fatih'e direnmeyip, kardeşkanı dökülmesini
önlemek amacıyla egemenlik haklarından vazgeçmesi üzerine değişmiş, Kastamonu
ve çevresi de Osmanlı İmparatorluğu'na katılmıştır. Ağlı kuruluşundan bu güne
kadar büyük bir gelişme göstermemiştir. İlk defa Kale yakınlarında eski pazar
denilen yerde kurulmuştur. Şimdiki yeri olan İlçe merkezine 1905 yılında
yerleştirilmiştir. 1918 Yılında da belediye teşkilatı kurulmuştur.
09
MAYIS 1990 kabul edilen ve 20 MAYIS 1990 tarihinde yürürlüğe giren, 3644 Sayılı
Kanun gereğince ilçe olmuştur. 1991 yılında İlçenin İlk kaymakamının göreve
başlaması ile fiilen faaliyete geçmiştir.
Ağlı İlçesi ve köylerinde sosyal hayatın önemli bir özelliği olduğu söylenemez. Erkekler ailede egemen durumdadır. Kırsal kesimde kadınlar da çalışmaktadırlar. Kadınların da ekonomik olarak tarım ve orman işlerinde sosyal hayatta yer aldıkları görülmektedir. Bazı yerleşim yerlerindeki erkeklerin büyük şehirlere mevsimlik olarak çalışmaya gittiklerinde tüm işlerin yine kadınlar tarafından görüldüğü izlenmektedir. İlçede, üretime dönük iş alanlarının son derece kısıtlı olması dolayısıyla halkın hemen tümünün geçim kaynağı hayvancılık, tarım ve orman işleridir. İlçenin köy yollarının yetersizliği, kış mevsiminin uzun süreli, sert ve yağışlı olması nedeniyle ulaşım güçlükle sağlanmaktadır. Yerleşim yerlerinin dağınık ve orman içinde bulunması sosyal gelişmeyi önlemektedir.